2000-2003 |
2007-20011 |
İzmir'de ki üniversite hayatımın son 3 ayı bir gazetenin dağıtımına yardımcı olmak için aynı markanın vitesli bir modeli olan MH 125i kullanırım, kendisi hoş duruğu kadar sağlam değil tabii. Vidaları yerinden teker teker çıkarken serviste pek bir pahalıdır. İlk vitesli motosiklet kullanma deneyimim. Sonra okul biter, bana askerlik yolları gözükür. Dönmeme az bir süre kala babam kendine mondial marka bir scooter alarak kendini bu aleme atmış bulunmuş, Mert'de yine mondial royal 100cc ile bu tutkuya girmiş. Sercan'la uzun yıllar ne alınır, nasıl alınır, ybr, cbf, apache tartışmaları sürerken askerliğin bitmesi ve iş bulmamın ertesi gününde kendimi Geçit Motor'da ybr alırken bulurum, en iyi hareket en güzel hareket bu olmuştur...
Sonunda kendime ait bir motosikletim olmuştu, bu kadar geç ulaşmamın nedeni düzensiz ve disiplinsiz hayatım oldu. Tabii sürekli motorunu değiştirmeye başlayan Mert'e inat ben YBRmi bir buçuk senedir kullanıyorum. Küçükken üç tekerlekli, dolma lastikli bisikletim daha sonrasında, hep bmx istememe rağmen alınan Pinokyo ve en sonuna üniversite yıllarında yemek paralarımdan kısarak aldığım Bisan, patronun Kanunisi, Enis'in mondial'i, gazete dağıtımında ki ilk vitesli tecrübemden, öğrencilik süresinde yaptığım enteresan işlerden biri olan paket servis, sadece iki ay, esnasında kullandığım honda activa ve sonra YBR. Mert sağolsun onun sayesinde Tvs Apache, Sym Wolf ve Crf 250L kullanma fırsatımız da oldu.. Daha sonrasında ne olur bilmem ama sürmeye devam...
Senelik iznimde Bursa, İzmir, Fethiye, Kaş, Antalya ve Denizli'yi gezdiğim büyük turda ''yol'' metaforuna ulaşarak doyumsuzlaştım. Hep daha fazla, hep daha çok yer dedim durdum kendime. Şimdilik 125cc gücünün ötesinde bir güce sahip benim motorum ama yine de biraz yorucu olabiliyor. Aralıksız en fazla 2 saat sürebildim o da tamamen zevk aldığımdan ne kadar yorulduğumu anlayamadığımdan yoksa bol bol mola vererek fotoğraf çekmeyi ve sigara keyfi yapmaya bayılıyorum.
Her zaman dediğim gibi kaybolmaktan daha güzel sürmek, tamamen bir meditasyon. Şehir içinde kullanmayı bir türlü sevemedim. Ama ne zaman köprüden geçsem yavaşlayıp manzarayı kaçırmamak için, yıllardır görmeme rağmen, her şeyi riske edebiliyorum. Ne yapayım başka türlü zevki çıkmıyor İstanbul trafiğinin... Motordan toplamda altı kere düştüm, son ikisi bilinçli olarak, motorun tepkisini test etme amaçlı trafiğe kapalı alanda. ilk iki düşüşüm çok tehlikelilerdi daha sonra düşmeyi bile öğrendim.
Bihter'den... |